TÖS, "CUMHURİYET AYDINI TÜTENGİL'İ SAYGIYLA ANIYORUZ"

Tüm Öğretmenler Sendikası Edirne İl Yönetim Kurulu adına TÖS Edirne İl Başkanı ve ADD Edirne İl Yönetim Kurulu Saymanı Gökay Bilgin, "Tüm Öğretmenler Sendikası Edirne İl Yönetim Kurulu olarak; ‘Atatürk’ü yaşatma’ mücadelesinin devam ettiği günümüzde, Türk Devrimi yolunda canını veren Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil’i katledilişinin 43. Yılında rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyoruz." dedi.

TÖS Edirne İl Başkanı ve ADD Edirne İl Yönetim Kurulu Saymanı Gökay Bilgin, Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengel'in 43. ölüm yıldönümü nedeniyle Tüm Öğretmenler Sendikası Edirne İl Yönetim Kurulu adına yazılı bir mesaj yayınladı.

Bilgin, mesajında şunları kaydetti:

"İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyoloji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil, 7 Aralık 1979 günü, Cumhuriyet ve demokrasi düşmanlarınca, sokak ortasında vurularak öldürüldü.

Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil o sabah okula gitmek üzere Levent’teki evinden, her zamanki gibi, erken çıktı. Otobüs durağına doğru telaşla yürürken düşünüyordu. Ülke siyasal ve ekonomik kargaşa içindeydi. Siyaset kilitlenmiş, terör birkaç yıldır almış başını gidiyordu. Yurtsever solcu ve ülkücü gençler birbirine kırdırılıyordu. Öğrenci cinayetlerinin yanı sıra yurtsever, ilerici aydınlara yönelik cinayetler de devam ediyordu. 1 Şubat’ta dürüst gazeteci Abdi İpekçi ve daha on beş gün önce, 20 Kasım’da, Prof. Dr. Ümit Doğanay sokakta öldürülmüşlerdi. Sıra kime gelmişti? Derken bir anda karşısına çıkan dört katilin kendisine yaylım ateş açtığını gördü. Vuruldu, yüzükoyun asfalta düştü, gözlüğü gözünde ve çantası yanı başındaydı. O gün ilk kez dersine yetişemeyecekti.

Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil’in öldürülmesi toplumun büyük tepkisini çekti, kaygılarını arttırdı. Gelmekte olan 12 Eylül 1980 faşist darbesinin ayak sesleri artık duyulmaya başlamıştı. Cenazesi iki gün sonra Şişli Camisi’nden kaldırıldı. Sıkı Yönetim Komutanlığı’nın halkın katılımını yasaklamasına karşın binlerce kişi cenazeye katıldı. Polis ve askerin halkı engelleme çabaları sırasında ölen, yaralanan ve gözaltına alınanlar oldu.

"CİNAYETİ İŞLEYENLERİN ‘EŞKALİ’ BELİRLENDİ AMA DEĞİŞEN BİR ŞEY OLMADI"

Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil cinayeti de diğer ‘faili meçhul’ bıraktırılmış cinayetlerin yanında yerini aldı. Yıllarca süren ve dosyasının bile kaybolduğu dava zaman aşımına uğradı. Sonunda dosyası kapandı.           

Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil, bir öğretmen babanın çocuğu olarak, 1921 yılında, Tarsus’ta doğdu. İlkokul ve ortaokulu Tarsus’ta, liseyi İstanbul Haydarpaşa’da (1940) okudu. Yüksek Öğretmen Okulu ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi (1944). Kepirtepe ve Aksu Köy Enstitüsü’nde felsefe öğretmeni olarak çalıştı(1944 – 1953). İÜ. İktisat Fakültesi’nde sosyoloji asistanı (1953), doçenti (1960), profesörü (1970) oldu. Çalışmalarını İÜ. İktisat Fakültesi ve Gazetecilik Enstitüsü’nde sürdürdü.  Cumhuriyet Gazetesi’nde denemeler yazdı. Yayınlanmış araştırma, makale, denemeleri çok sayıda kitapta toplandı.     

"CAVİT ORHAN TÜTENGİL, YURTSEVER VE İLERİCİ BİR CUMHURİYET AYDINIYDI"

Özellikle Kepirtepe ve Aksu Köy Enstitüsü’nde yetiştirdiği yurtsever öğrencilerin unutulmaz öğretmeniydi. Zamanı hiç boşa harcamadan üreten, akıl ve bilim yolundan ayrılmadan Türkiye’nin çağdaşlaşması için emek veren, gözlerindeki umut ışığı hiç sönmeyen, namuslu bir bilim adamıydı.   

Cavit Orhan Tütengil’e göre: “Atatürk’ü yaşatmanın doğru yolu, ‘eser’ine sahip çıkmak ve onu geliştirmekle bulunabilir. Böylece, ‘Atatürk’ü anlamak ve tamamlamak’ sorunu karşımıza çıkar. Atatürk’ü anlamak için Atatürkçülüğün temeline bakılmalıdır. Kemalizm, ‘tam bağımsızlık’ temeli üzerine kurulmuştur ve bu temel üzerinde yükselmektedir. Tam bağımsızlığın sağlanması ve sürdürülmesi ise siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel alanlarda tam bağımsız olmayı zorunlu kılmaktadır. Atatürk’ü anlamak, Atatürkçü düşünceyi canlı tutmanın ilk basamağı ve Atatürk’ü tamamlamak ise Atatürkçü eylemi geliştirmenin ilk koşuludur. Düşünce - eylem bütünlüğü içinde ele alınıp değerlendirilmedikçe, Atatürk’ün yüklendiği ‘misyon’un ulusal ve evrensel tarih sahnesindeki yeri açıklıkla belirlenemez.”

 “Atatürk bir ‘Bağımsızlık Savaşçısı’dır. Daha da önemlisi düşüncenin bağımsızlığını şart koşar. Atatürk’ü anlamanın bir yanı onun bağımsızlık savaşçılığı ise, öteki yanı da gerçekleştirdiği devrimin bütünlüğüdür… Atatürk’ü tamamlamanın ilk anlamı ‘istiklal-i tam’ ve ‘Türk Devrimi’nin bütünlüğü’ anlayışında açılan gedikleri kapatmaktır. Atatürkçülüğü eski düzeyine ulaştırmak yetmez; eksik kalan yanlarını tamamlamak da gerekir. Atatürk’ü tamamlamanın asıl anlamı Türk Devrimi’ne yeni katkılarda bulunmaktır. Yeniden ‘Kuvayı Milliye’ ruhuyla Türk Devrimi’ne yeni katkılarda bunmak gerekiyor”.

 “Türk Devrimi’nin ilkelerinden biri olan ‘Devrimcilik’, katılaşmış bir toplum düzeni yerine yeni oluşlara açık bir anlayışı zorunlu kılar. Dinamizmini yitirerek kendi üzerine kapanmak Atatürkçülüğü donmuş kalıplar haline getirir ve yaşama gücünü zayıflatır.”

Cavit Orhan Tütengil’e göre: “Atatürk Türkiyesi’nin yörüngesini değiştirmeyi tasarlayanlar ateşle oynadıklarını bilmeliydiler. Yine bilmeliydiler ki: Türk Gençliği canlarını ortaya koyarak Türkiye’nin devrim bayrağını elden bırakmayacaktır.”

Tüm Öğretmenler Sendikası Edirne İl Yönetim Kurulu olarak; ‘Atatürk’ü yaşatma’ mücadelesinin devam ettiği günümüzde, Türk Devrimi yolunda canını veren Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil’i katledilişinin 43. Yılında rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyoruz."

Gözde Kabasakal

           

banner8
Haberler