“TASARRUF ALANI YİNE EĞİTİM OLDU”

Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay, bütçede eğitimin payının giderek düştüğünü dile getirerek, “Gelişme çağındaki çocuklarımızın günde bir simit yiyerek akşama kadar idare etmeye çalıştığını, musluklarda su içtiğini, fahiş fiyatlar nedeniyle çoğu velinin kırtasiye ve servis masraflarını bile karşılayamadığını umursamadan hazırlanan bütçe, “itibardan tasarruf olmaz” diyerek lükslerinden vazgeçmeyenlerin, tasarruf alanı olarak yine eğitimi bellediğini göstermektedir” dedi.

Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay, eğitime ayrılan bütçenin giderek düştüğünü dile getirdi.

Akçay, yaptığı yazılı açıklamada Milli Eğitim Bakanlığı’na 2023 yılı için ayrılan bütçenin, eğitimin güncel gereksinimlerini, öğrenci ve eğitim emekçilerinin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu ileri sürdü. Eğitimin acil çözüm bekleyen sorunlarının göz önüne alındığında bu trajikomik bütçenin, hükümet için eğitimin önem sırasında ne kadar arkalara itildiğinin de en güncel ispatı niteliğinde olduğunu savunan Akçay, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Merkezi bütçe yatırım ödeneğinden MEB yatırımlarına ayrılan pay 2022’de yüzde 22.34 iken 2023’te 12.65’e kadar gerilemiştir. Ayrıca MEB bütçesinden yatırımlara ayrılan pay 2002’de yüzde 17.18 iken, 2023’te yüzde 9.17’ye gerilemiştir. Payların düşüş eğiliminde olması taşımalı eğitim, ikili eğitim gibi alanlardaki sorunların 2023’te de artarak devam edeceğini göstermektedir.

PANSİYONLARDA KALAN YATILI ÖĞRENCİLERİMİZ AÇLIĞA MAHKUM EDİLMEKTEDİR

Başlık aralarına bakıldığında:  Şu an ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde yurtta kalan öğrencilere günlük üç öğün yemek ve bir ara öğün için sadece 29 TL bütçe ayrılmaktadır.  2023 yılı bütçesinde ise günümüzde yaşanan enflasyonun çok altında (%40,19) iyileştirme yapılmıştır. 2023 yılı sonuna kadar pansiyonlarda kalan çocuklarımız için üç öğün ve bir ara öğün yemek için yaklaşık 40 TL bütçe ayrılmıştır. Bütçenin bu hali ile pansiyonlarda kalan yatılı öğrencilerimiz açlığa mahkum edilmektedir.

Gelişme çağındaki çocuklarımızın günde bir simit yiyerek akşama kadar idare etmeye çalıştığını, musluklarda su içtiğini, fahiş fiyatlar nedeniyle çoğu velinin kırtasiye ve servis masraflarını bile karşılayamadığını umursamadan hazırlanan bu bütçe, “itibardan tasarruf olmaz” diyerek lükslerinden vazgeçmeyenlerin, tasarruf alanı olarak yine eğitimi bellediğini göstermektedir.

Eğitim, Anayasal olarak bedelsiz verilmesi gereken bir kamu hizmeti; beslenme, barınma, ulaşım gibi yan hizmetler de onun ayrılmaz bir parçasıdır. Oysa 2023 yılında MEB için öngörülen bu bütçe; yeni okul ve derslik inşa etmeye yetmeyeceği için ikili eğitim ve taşımalı eğitim garabetlerini bitiremeyecek, eğitimde giderek dezavantajlı hale gelmiş yoksul öğrencilere sosyal ve maddi destek sağlayamayacak, eğitim sisteminin ihtiyacı kadar öğretmen atamasını yapamayacak, eğitim alanında giderek derinleşen barınma sorununa çözüm getiremeyecektir.

MEB bütçesi eğitim iş görenlerinin ihtiyaçlarını da karşılayamayacak düzeydedir.

YAPILMASI GEREKENLER BELLİDİR

O yüzden yapılması gereken bellidir: Milli Eğitim Bakanlığı, bir kez olsun adının hakkını vererek bu yetersiz bütçeye itiraz etmeli ve milli eğitimin acil ihtiyaçlarına çözüm olacak nitelikte bir bütçe talebinde bulunmalıdır. Bu bütçede yeni okul ve derslikler, dezavantajlı gruptaki öğrencilere verilecek destekler, taşımalı eğitim ve ikili eğitimi bitirecek hamleler ve iktidar tarafından sadece nostaljik bir vaat gibi anılan köy okullarının artık açılmasını sağlayacak adımların maliyetleri de ayrıntılı biçime yer almalıdır.  Bütçe geçim sıkıntısıyla boğuşan eğitim emekçilerini de hayata bağlayacak nitelikte olmalıdır. Dolayısıyla MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalıdır. Eğitim öğretime hazırlık ödeneği bir maaş tutarında tüm eğitim işgörenlerine ödenmelidir.24 Kasım Öğretmenler Günü’nde tüm öğretmenlere bir maaş tutarında ikramiye ödenmelidir. Öğretmenlik mesleğini basamaklandırarak kısmi maaş artışı öngören sözde meslek kanunu yeniden düzenlenmeli, basamaklandırma yapılmadan tüm öğretmenlerin maaşlarında iyileştirme yapılmalıdır. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmeli, Anayasal bir hak olan güvenceli istihdam, eğitimde tek metot haline gelmelidir. Resmi rakamlara göre 100 bin öğretmen açığı olduğu görülmekte, gereken kadar okul ve derslik inşaatı tamamlandığında bu rakamın kat kat büyüyeceği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bütçe bu atamaları mümkün kılabilecek bir hale getirilmelidir. Eğitim emekçilerine ödenen sosyal yardımlar günün koşullarına göre yeniden belirlenmelidir. MEB bütçesinin özel okullara aktarılması, milli eğitim bütçesinin, tüm denetimlerden muaf hale getirilmiş Maarif Vakfı ile paylaşılması derhal engellenmelidir. Dünyada Başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülkede, milli eğitim sistemi bu kadar vasat bir anlayışla, bu kadar gerçekçi olmayan rakamlarla idare edilemez!”

Gözde Kabasakal

banner8
Haberler