"TÜRK TARİH KURUMU, YENİDEN KAMU YARARINA ÇALIŞAN DERNEKLER STATÜSÜNE ALINMALI"

ADD Edirne Şubesi Y.K.Başkanı Celil Özcan "Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu olarak, Türk Tarih Kurumu’nun 86. Kuruluş yıldönümünde "Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir, yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır" diyen büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ile anıyoruz. Türk Tarih Kurumu’nun yeniden kamu yararına çalışan dernekler statüsüne alınmasını diliyoruz." dedi.

ADD Edirne Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Celil Özcan, Atatürk Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu adına, Türk Tarih Kurumu'nun 91. Kuruluş Yıldönümü'nde mesaj yayınladı.

ADD Edirne Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Celil Özcan, 14 Nisan 1931 - 10 Kasım 1938 tarihleri arasında Kurucu ve Koruyucu Genel Başkanlığını büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı Türk Tarih Kurumu, (Türk Tarihi Tedkik Cemiyeti) Türk tarihinin ilk kaynaklardan araştırılması amacı ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifi sonucu 12 Nisan 1931'de kurulmuş bir araştırma kurumu olduğunu belirtti.

Özcan, 43 yıl süreyle tüzel kişiliği bulunan kamu yararına çalışan dernek statüsündeki bu kurumun, 12 Eylül darbesi sonrası 1983 yılından itibaren Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'na bağlı resmi bir kuruluş durumuna getirilmiş olduğunu kaydetti.

ADD Edirne Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Celil Özcan, devamında, "Türk Tarih Kurumu’nun Türk ve Türkiye tarihini çağdaş sosyal bilim anlayışıyla araştırmak ve yaymak; bu alandaki araştırmaları desteklemek ve toplumdaki tarih bilincini geliştirme misyonu vardır. Vizyonu ise, Türk ve Türkiye tarihi araştırmalarını dünya tarih yazıcılığıyla bütünleştirmek; Türk tarihçiliğini evrensel ölçekte en üst düzeye ulaştırmaktır." dedi.

BU HEYET, TÜRK TARİH KURUMU'NUN TEMELİNİ OLUŞTURUR

"28 Nisan 1930 tarihinde Türk Ocakları'nın VI. Kurultayı'nın son oturumunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifi üzerine Afet İnan 40 imzalı bir önerge sunmuş ve bu önergede Türk tarihini bilimsel olarak araştırmak üzere bir heyet kurulması istenmişti. Aynı gün Türk Ocakları Kanunu da bu konuda bir madde ekledi. Oluşturulan 16 kişilik heyet ilk toplantısını 4 Haziran 1930 tarihinde yaparak yönetim kurulu ve üyelerini belirledi. Bu heyet, Türk Tarih Kurumu'nun temelini oluşturur.

Heyet, “Türk Tarihinin Ana Hatları” adlı bir çalışma yayımlamıştır. Kitap, Orta Asya'da bir Türk uygarlığı ve bu merkezden başlayan göçlerle Türklerin Çin, Hindistan, Mezopotamya, Mısır, İran, Anadolu'ya giderek o bölgelerin halklarını uygarlaştırdıkları tezini işlemekteydi ve hedef, bu kitabın ana fikrine uygun okul kitapları hazırlanmasıydı.

Türk Ocakları 29 Mart 1931 tarihinde kapanma kararı alınca Türk Tarih Heyeti, 12 Nisan 1931 tarihinde “Türk Tarih Tedkik Cemiyeti” adıyla yeniden örgütlenip çalışmalarına devam etti. Kurumun adı 1935 yılında "Türk Tarihi Araştırma Kurumu", daha sonra "Türk Tarih Kurumu" olarak değişti.

Kurum, Türk Tarih Kurumu adıyla faaliyet gösterdiği dönemde dört ciltlik lise tarih kitabını, İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın "Anadolu Beylikleri"ni, bazı kazı raporlarını, Piri Reis'in "Kitab-ı Bahriye" ve haritasını basmış, 1937 yılından itibaren ise Belleten dergisini yayınlamıştır. 2-11 Temmuz 1932 tarihleri arasında "Türk Tarih Kongresi" adıyla düzenlediği ilk kongrenin ardından düzenli olarak kongre düzenlemeyi sürdürdü. Uluslararası nitelikte İkinci Türk Tarih Kongresi 20-25 Eylül 1937 tarihleri arasında gerçekleşti."

 KURUMUN ÇALIŞMALARIYLA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İLGİLENİYORDU

"Kurumun çalışmaları ile Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk bizzat ilgilenmekte ve toplantılarına katılmaktaydı. Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra gelen tüm Cumhurbaşkanları da bir gelenek olarak kurumun "Koruyucu başkanı" oldular. Mustafa Kemal Atatürk, 5 Eylül 1938 tarihindeki vasiyetnamesi ile İş Bankası'ndaki hisselerinin gelirinin yarısını Türk Tarih Kurumu'na bağışladı. Kurum, 21 Eylül 1940 gün ve 2/14556 sayılı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle kamu yararına çalışan dernekler arasına alındı.

Kurum, çalışmalarına Ankara'daki Türk Ocağı Halk Evleri binasında başlamıştı. 1940 yılı sonunda Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Binasına taşınmış, 12 Kasım 1967 tarihinde Turgut Cansever ve Ertur Yener tarafından tasarlanmış kendi binasına geçmiştir.

Türk Tarih Kurumu, bilimsel araştırma ve yayınları yanı sıra, birincisi 2-11 Temmuz 1932 tarihleri arasında toplanan ve belli aralıklarla günümüze kadar 17. kez gerçekleştirdiği milletler arası nitelikte "Türk Tarih Kongreleri" yapmaktadır. 20-25 Eylül 1937 tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan II. Kongre, uluslararası nitelik kazanmış, yabancı bilim adamları da bu kongreye katılmışlardır. Bu Kongre, Türk tarihinin açıklanması ve belgelenmesi amacını gütmüştür. Ayrıca, Kongre dolayısıyla, tarih öncesinden Cumhuriyet dönemine dek yurdumuzda ve Ortadoğu'da gelişen büyük uygarlıkları, maketler, mülajlar (kalıp kağıt), resimler ve grafiklerle canlandıran bir sergi düzenlenmiş ve bu sergi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümüne dek Dolmabahçe Sarayı'nda kalmıştır."

TÜRK TARİH KURUMU, ULUSLARARASI AKADEMİLER BİRLİĞİ'NİN TÜRKİYE'DEKİ TEK ÜYESİDİR

"Türk Tarih Kurumu, Türk tarihi ve Türkiye tarihini incelemek ve sonuçları yaymak için konferanslar, seminerler, kongreler, anma törenleri, sergiler düzenler; kazılar yaptırır, kitaplar yayınlar; kurumun üyeleri uluslararası kongreler düzenler. 1937 yılından beri yayınlanan Belleten adlı yayın, dört ayda bir yayınlanır.

Kurum tarafından 1964'ten beri çıkarılan Belgeler adlı bir başka yayın ise Türk arşivindeki belgeleri açıklamalı olarak yayınlar. 1991 yılından sonra sadece raporlarını yayınlamaktadır.

22 Ağustos 1935 tarihinde kurumun kendi parası ve kendi elemanlarıyla başlattığı ilk kazı Alacahöyük Kazısı'dır. Bunu Trakya ve Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde yapılan kazı ve arkeolojik araştırmalar izlemiştir. Bu kazılardan çıkan eserler pek çok müzede sergilenmektedir.

Türk Tarih Kurumu, Uluslararası Akademiler Birliği'nin (International Union of Academies-IUA) Türkiye'deki tek üyesidir.

Tarih ve arkeoloji alanında ülkenin en büyük kütüphanesi, Türk Tarih Kurumu kütüphanesidir. Kurum, Türkiye'nin “son çağlar tarihi” için de zengin bir belgeliğe sahiptir."

Gözde Kabasakal

banner8
Haberler