Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, Edirne’de bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulundu.
Karaağaçta yaptığı ziyaretlerin ardından basınla bir araya gelen Mustafa Sarıgül, gündeme dair açıklamalarda bulundu. İpsala İlçesinde 19 mültecinin donarak öldüğünü de hatırlatan Sarıgül, Yunanistan’ın mülteci hukukuna aykırı, insanlığa yakışmayan bir göçmen politikası izlediğini sözlerine ekledi. Sarıgül, “Ege Denizinde göçmen botlarına ateş ediyor, botları şişliyor, savunmasız insanları ölüme terk ediyor. Bu görüntüler televizyonlarda yayınlanıyor. İpsala’da, Yunanistan tarafından geri itilen 22 göçmenden 19’u donarak öldü. Yunanistan, donarak ölsünler diye bu insanların ayakkabılarını çıkartmış üstlerini soymuş ve çıplak şekilde bizim tarafa itmiştir.
Yunanistan’ın yaptığı zalimliktir. Caniliktir. Dünya bu zalimliğe, bu barbarlığa dur demelidir.
Yunanistan demokrasi beşiği olmakla övünen ama insan hakları ve özgürlüklerini çiğneyen bir ülkedir” şeklinde konuştu..
BATI TRAKYA TÜRKLERİNİN HAKLARINI HİÇE SAYMAKTADIR
Sarıgül açılmasını şöyle sürdürdü:
“Yıllardır, Batı Trakya Türklerinin eğitim haklarını, imar haklarını, kültürel haklarını, ekonomik haklarını, siyasal haklarını hiçe saymaktadır. Okulları, camileri kapatmakta, ezan seslerini susturmaya çalışmaktadır. Yunanistan aynı zamanda kötü bir komşudur. Sorunlu bir komşudur. ABD ile birlikte bizim sınırımıza silah yığmakta adaları silahlandırmaktadır.
Türkiye Değişim Partisi, ülkemize yönelik iç ve dış tehlike ve tehditlere dikkat çekmek isteyen bir partidir. Amacımız kaygı ve telaş yaratmak değil doğru ve etkili tedbirlerin zamanında alınmasını sağlamaktır. Son aylarda, Yunan basınında, karasularını 12 mile genişletme hakları olduğuna ilişkin haberler çıkıyor. Dışişleri Bakanlığımızın bu konuyu yakından takip ettiğini ülkemizin menfaatlerini koruduğunu biliyoruz. Bundan eminiz.
TBMM BİLDİRİ YAYINLASIN
Yunanistan’ın karasularını, 6 milin üzerine çıkarmasını kabul etmeyeceğimizi, göstermek üzere TBMM’ni göreve çağırıyoruz. TBMM’de gurubu ve milletvekili olan partilerin 1995 yılında olduğu gibi bir bildiri yayınlayarak kararlılığımızın devam ettiğini duyurmalarında fayda görüyoruz. Buradan Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan’a bir atasözüyle sesleniyorum: Ey Yunanistan! Sel gider kum kalır. Avrupa ve ABD’ye güvenme biz komşuyuz. Biz de komşuluk önemlidir. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Türkiye ile dost olmak sizin hayrınızadır.
MUTFAKLARDAKİ YANGIN KÜLE DÖNDÜ
Elektrik, doğalgaz faturaları evlerde huzur bırakmadı, esnafa dükkân kirası kadar elektrik faturası geliyor. Mutfaklardaki yangın küle döndü. Millet pahalılıktan inim inim inliyor, yoksulluktan kıvranıyor. Yaşadığımız bu pahalılığın ve yüksek faturaların nedeni 20 yıldır ülkeyi yöneten Ak Partidir. Ak Parti iktidarları, üretmeyi değil ithalatı, yerliyi değil yabancıyı tercih etmişlerdir.
TDP OLARAK BİZ, EKONOMİK MİLLİYETÇİLİK YAPACAĞIZ.
Ekonomik milliyetçilik, ülkemizde üretilen hiçbir şeyi ithal etmemektir. Ekonomik milliyetçilik, Rusya’dan buğday, Kanada’dan mercimek almamaktır. Ekonomik milliyetçilik, yerli enerji kaynaklarına ağırlık vermektir. Ekonomik milliyetçilik, Türk markalarını değerli kılmaktır, markalaşmaktır. Ekonomik milliyetçilik, çayımıza, fındığımıza, pamuğumuza, zeytinimize, narenciyemize, günebakanımıza sahip çıkmaktır. Ekonomik milliyetçilik, paramızın değerini, malımızı, mülkümüzü, ürünlerimizi ve en önemlisi onurumuzu korumaktır. Türkiye Değişim Partisi olarak, iş başına geleceğiz ve ülke sorunlarını biz çözeceğiz. Ülkemizi hukukun üstünlüğü ve demokrasi içinde yöneteceğiz. Bizim iktidarımızda devlet adil olacak, vicdanlı, şefkatli ve merhametli olacak. 84 milyonun hakkını, 84 kişiye yedirmeyeceğiz.”
Yavuz Göktaş