Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen toplu iş sözleşmesi görüşme masasında Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, mikrofonların kapalı olduğunu düşünerek Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a “Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle.” demişti. Günlerdir tartışılan bu sözlere DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen de tepki gösterdi. Şen, Türk-İş’in her zaman sermayenin yanında olduğunu iddia ederek; işçi sınıfına ‘DİSK çatısı altında birleşelim’ çağrısı yaptı.
“TÜRK-İŞ’İN ANLAYIŞI SERMAYEYE HİZMETE DÖNÜŞMÜŞTÜR”
DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen, yapmış olduğu açıklamada, “Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle’ diyen bir zihniyet kapalı kapılar ardında neler yapar bir düşünün. Türk-İş yönetiminin ve bağlı sendikaların bu tavrı geçmişten gelen iktidar vesayeti altında güdümlü sendikacılık anlayışının bir göstergesidir. Kuruluş ilkesinde Amerikan sendikacılığının izleri olan bir yapıdan başka bir şeyde beklenmez. Bugün bu kurumun başında olan yarın değişmiş olsa bile bu anlayış ve bu işbirlikçi ihanet değişmeyecektir. Çünkü Türk İş'in ilkeleri, anlayışı ve yapısal özelliği emeğe ve emekçiye hizmet yerine iktidara, patronlara ve sermayeye hizmete dönüşmüştür. Geçmişten günümüze geldiğimizde Türk-İş, örgütlü olduğu fabrikaların ve devlet kurumlarının satılmasına da hep sessiz kaldı ve hep göz yumdu. Türk iş vatan toprağının satılması, fabrikalarla birlikte işçilerinin sermayeye peşkeş çekilmesi söz konusu olduğu zamanda da işi karıştırmadı ve konuyu hemen kapattı.” ifadelerini kullandı.
“TÜRK-İŞ FABRİKALARIN SATILMASINA SESSİZ KALDI”
Türk-İş’in bugüne kadar yüzlerce fabrikanın satılmasına sessiz kaldığını iddia eden Şen, “2003 yılında Seka satılınca susan Türk-İş, sırasıyla 2004 yılında Tekel'in, sonraki yıllarda Telekom ve Tekel Sigara'nın, Alüminyum Fabrikaları'nın, Tüpraş'ın, SümerHolding'in, Petkim'in, Tedaş'ın, Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş, nin, TCDD Limanlarının, İskenderun Limanının, Trakya Elektrik Dağıtım şirketinin, Termik Santrallerimizin, Demir Çelik fabrikalarının, Tedaş'ın tüm dağıtım şirketlerinin, Şeker Fabrikaları'nın ve bunun gibi yüzlerce fabrika ile işletmenin satılmasına ve yerli yabancı sermayeye peşkeş çekilmesine de sessiz kaldı, karıştırmadı ve konuyu hep kapattı.” dedi.
“İŞÇİ SINIFINI DİSK ÇATISI ALTINDA BİRLEŞMEYE ÇAĞIRIYORUZ”
Şen, işçi sınıfının yürüyeceği yolu seçmesi gerektiğini belirterek, “Zira emeğin sömürülmesi, kazanımlarımızın ve haklarımızın gasp edilmesi git gide artacaktır. Önümüzde kıdem tazminatının yok edilmesiyle ilgili çalışmalar olduğunu biliyoruz. Ve yine eminiz ki; ‘Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle’ diyecek işbirlikçi zihniyet ile kıdem tazminatı konusunda da yine ihanete uğrayacağız. Bakmayın siz imzalanan Toplu-İş Sözleşmesinden işçiler de memnun dediklerine. Enflasyonun altında imzalanmış bir TİS’ten hiçbir işçi memnun olamaz. Olsa olsa emeği sömüren iktidar ve sendika ağaları memnundur şu anda. Öyle ise ülkemizdeki işçi ve emekçi sınıfının Türk-İş’in sermayeden yana bu sendikacılık anlayışına tepki olarak kurulmuş olan ve kuruluşundan günümüze kadar; Sermayeden bağımsız olmayı, devletten bağımsız olmayı, siyasetten bağımsız olmayı temel ilke edinmiş DİSK çatısı altında birleşme zamanı gelmiş ve geçmektedir. Emeğinin hakkını arayan, alın terine sahip çıkan, geleceğine dair kaygısı olan, barıştan yana, demokrasi ve özgürlükten yana hayal kuran başta emekçi sınıfı olmak üzere bütün halk kesimlerini DİSK çatısı altında birleşmeye ve bütünleşmeye çağırıyoruz.” şeklinde konuştu.
Kerem Filiz