Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) Edirne Ofisi’nde gerçekleştirilen etkinliğin açılışında konuşan YTB Edirne Ofisi Koordinatörü Fatih Ot “Uluslararası öğrenci akademisi atölye programları, ülke tanıtım günleri, oryantasyon programları, şehir gezileri, kariyer planlamaları, iş dünyası buluşmaları mezun buluşmaları ve farklı etkinliklerle devam edecek.” diyerek atölye çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Konuşmasının başında öğrencilerle bir araya gelmekten çok mutlu olduğunu ifade eden Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu “Öğrencilerimizle yüz yüze sohbet etme ve tanışma fırsatı olduğu için ben bu tarz etkinlikleri çok önemsiyorum” diyerek Edirne’nin tarihi hakkında bilgi verdi.
REKTÖR TABAKOĞLU: “ŞEHİRLERİN VE MEKANLARIN BİR DİLİ VARDIR.”
“Esasen mekanların, yerlerin bir dili vardır. Etrafıma baktığımda Saatli Medrese, Peykler Medresesi ve Üç Şerefeli Camii’yi görüyorum. Bu medreselerden bir tanesi Fatih’in okuduğu medrese, bir tanesi de Fatih’in yaptırdığı medrese. Şu Üç Şerefeli Camii’nden kimler geldi geçti. O insanlar muhteşem bir tarih yazdılar. İşte Edirne bunları bize anlatıyor. Bu anlamda çok şanslısınız. Çok köklü bir tarihin devamı olan Trakya Üniversitesinde eğitim alacaksınız. 1361’de Osmanlının Edirne’yi fethi ile yapılmaya başlanan eğitim kurumlarının devamı olan Trakya Üniversitesi’nin öğrencisi olarak burada hayata en güzel şekilde hazırlanacaksınız. Büyük düşünen, dünyanın dertlerine çare olacak, merhem olacak evlatlar olarak sizleri bağrımıza aldık. Burada sizleri donatıp, bir umut olarak insanlığa tekrar göndereceğiz.” dedi.
“TRAKYA ÜNİVERSİTESİ BİR AŞURE KAZANI GİBİ”
“Dünyanın dört bir yanından gelen evlatlarımızı Üniversitemizde görmek çok güzel. Adeta bir aşure kazanı gibi birbirinden farklı tatlar, bir uyum içerisinde burada kaynayacak, kaynaşacak ve ortaya dünyanın en lezzetli tatlısı çıkacak.”
"TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SİZİ DÜNYAYA HAZIRLAYACAK"
“Burada üç diploma sizi bekliyor. Sizin birkaç eğitiminiz olacak burada. Bir tanesi akademik eğitim. Trakya üniversitesi sizleri bu konuda dünyaya hazırlayacak. Hiç merak etmeyin mezun olduğunuzda kendi alanınızda en iyi bilgilerle donatılmış bireyler olarak gururla gezeceksiniz. İkincisi ise başka bir ülkedesiniz. Belki dilini tam kavrayamadığınız bir yerdesiniz. Burada dil öğreneceksiniz ve kendi başınıza yaşamayı, barınmayı öğreneceksiniz. Parasız kalacaksınız, bu durumla mücadele etmeyi öğreneceksiniz. Biz buna hayat üniversitesi diyoruz. Buradan da diploma alacaksınız. Bir de Edirne öğretmeninin öğrencisi olacaksınız. Bu sokaklarda, yaşanmışlığın olduğu bu tılsımlı mekanlarda gezerken siz de hiç farkında olmadan Edirne öğretmeninin bu muhteşem tarihin bir talebesi olacaksınız ve onlarla donanmış olarak mezun olacaksınız. Böylelikle üç diploma ile Edirne’den ayrılacaksınız. Her zaman örneğini verdiğim bir bambu hikâyesi var. Bambu ağacının tohumunu ekip, gübreleyip suluyorsunuz. İlk yıl hiçbir filizlenme yok. Sulamaya devam ediyorsunuz, ikinci yıl da bir şey yok. Üçüncü yıl, dördüncü yıl derken yine şey yok. Beşinci yıl bambu ağacı büyümeye başlayarak üç, dört haftada 40 metreye ulaşıyor. Ben sizi hep bir bambu tohumu gibi görüyorum. Siz de öyle olacaksınız. Bir mesafe almıyormuş gibi hissedeceksiniz. Ancak siz buradan aldığınız bilgi, beceri ve özgüvenle bir anda 40 metre yüksekliğinde devasa bir bambu ağacına dönüşeceksiniz.”
“HER BAŞARISIZLIK, BAŞARIYA GİDEN ANAHTARDIR”
“Sizin yerinizde olsam her şeye çok dikkat ederdim. Sadece derslere çalışmak yetmez. Dünyayı daha iyi anlamaya çalışırdım, daha çok kitap okumaya çalışırdım, daha çok insanla tanışmaya çalışırdım. Herkesten bir şey öğrenebilirsiniz. Daha çok paylaşmak, daha çok sosyal olmak çok önemli. Başarısız olmaktan ve tekrar denemekten korkmayın. Her başarısızlık, başarıya giden anahtardır aslında. Sizler şanslı bir nesilsiniz. Çünkü bilgiye ulaşmak çok kolay. Elinizde artık internet diye bir şey var ve dünyanın bütün kütüphaneleri elinizin altında. Bilgiye ulaşmanın yolunu öğrendiğiniz zaman, onu elde ettiğiniz zaman artık sizin için her şey çok daha kolaylaşacak. Bir tarlada 10 metrelik yerde bir tane çukur kazarsan engebeli bir tarlan olur. Ama bir tarlada 10 metrelik bir çukur kazarsan suyu bulursun. Her konuda biraz fikriniz olsun, ama birkaç konunun en iyi bileni siz olun. Sizlerden asıl beklentimiz dünyaya yeni bir söz söylemeniz, bir buluş yapmanız, bir patent ortaya koymanızdır.”
Konuşmasında Gazze’de Filistin halkının maruz kaldığı zulme dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, “Gazze’de hastanelerin, eğitim kurumlarının, ibadethanelerin, çocukların üzerine bombalar atılıyor. Koskoca bir dünya da sessiz olmuş bunu seyrediyor. Gazzeliler zayıf diye, derdini anlatamıyor diye yardım gemileri yollayacaklarına savaş gemileri yolluyorlar. Maalesef güçlünün haklı olduğu bir dünyadayız. Güçlü yanlış yapsa da hata yapsa da haklı olduğu bir dünyadayız. Bu adil bir dünya değil. Hep beraber buna bir dur demeliyiz. Hep beraber haklının güçlü olduğu bir dünya için uğraşmalıyız. Türkiye sahipsiz kalmış bu mazlumların en azından bir çaresi olmaya gayret ediyor.” dedi.
Rektör Tabakoğlu daha sonra, uluslararası öğrencilerle sohbet ederek hayat hikâyelerini dinledi ve gelen soruları yanıtladı.
Haber Merkezi