Atatürk Anıtı önünde yapılan törene Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Belediye Başkan Yardımcısı Çiğdem Gegeoğlu, CHP İl Başkanı Fevzi Pekcanlı, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları, Cumhuriyet Kadınları Edirne Şubesi, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Edirne Kent Konseyi Kadın Merkezi, Edirne Çocuk Hekimleri Derneği,Edirne Tüm Yerel Sen kadın Komisyonu, Türk Kadınları Birliği, MHP Kadın Kolları, AKP Kadın Kolları, İYİ Parti İl Başkanlığı , Trakya Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama Merkezi katıldı.
Tören Atatürk Anıtına çelenk konulmasıyla başladı. Çelek törenine tüm parti temsilcileri katıldı. Daha Sonra Belediye Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı okundu. Daha sonra hazırlanan ortak metin sunuldu. Kadınlar gününün tarihçesine değinen metinde şu ifadelere yer verildi;
“Türk Silahlı Kuvvetlerimiz terör örgütlerine karşı Afrin’de kahramanca mücadele etmektedir. Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü sağlamak için gözünü kırpmadan canını feda eden Afrin Şehitlerimizi ve Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kanının son damlasına kadar vatan uğruna mücadele ederek; bizlerin bu cennet topraklarda yaşamamızı sağlayan tüm şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyor; bu uğurda gazilik unvanına Matbet sahip olan tüm gazilerimize de acil şifalar diliyoruz. Vatan size çok şey borçlu. ABD’nin New York Kenti’nde bir dokuma fabrikası. Ağır çalışma koşulları, çok uzun iş günleri ve buna karşı düşük ücretler; giderek dayanılmaz hale gelen çalışma koşulları ve işlerin ağırlığı tahammül sınırlarını zorlamaya başladı ve kadınlar bir karar aldı: ‘Greve’ çıkacaklardı. Talepleri ise ‘Daha iyi koşullarda çalışmak, 10 saatlik iş günü; eşit işe, eşit ücretti. 1922 yılında Danimarka’nın Kopenhag Kenti’nde yapılan II. Enternasyonal toplantısında, Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve oy birliğiyle kabul edildi. İşte bu yüzden; kadınların toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel vb. yaşamın tüm alanlarında maruz kaldığı ayrımcılığa, şiddete ve sömürüye karşı yüzyıllardır yürüttükleri mücadelenin simgesidir 8 Mart. O günden bu güne kadınların; insanca yaşamak için seslerini daha da güçlü çıkardığı; haykırdığı gündür 8 Mart. Kimliğimiz, onurumuz; yaşama hakkımız için direndiğimiz gündür 8 Mart. Eğitimde, istihdamda, siyasette ayrımcılığa ve şiddete uğrayan KADIN’IN yeter artık dediği gündür; 8 Mart. 8 Mart bizim için; eşit ücret, eşit iş isteyen ve fabrikada çıkan yangında yitip giden kadınlarımızdır. 8 Mart bizim için; çıktığı o yolculuktan hiçbir zaman dönemeyen; tek suçu kadın olduğu için önce tecavüze uğrayan sonra da öldürülen Özgecan; 12 yaşında zorla evlendirilen yüzlerce kız çocuğu; mini etek giydiği için tacize uğrayan, yemeğin altını yaktı diye şiddet gören binlerce kadındır.
"UTANÇ TABLOSU"
Her gün bir umutla çıktığımız bu yolda; verdiğimiz tüm mücadeleye rağmen değişmedi; artarak devam etti bu utanç. 2015 yılında 303, 2016 yılında 328 kadın cinayeti işlenirken; 2017 yılında bu sayı 409’a ulaştı. Tam 409 kadın cinayete kurban gitti; 332 kadına cinsel şiddet uygulandı. O kahrolası eller sadece kadınlarımıza değil masum çocuklarımıza da dokundu. 2017 yılında 387 çocuk cinsel istismara uğrarken, son bulmadı bu utanç. Tüm bu olumsuz tabloya rağmen sesimizi, yüreğimizi, taleplerimizi ve en önemlisi de hakkımızı her gün olduğu gibi bugün de; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde bir kez daha haykırıyoruz.
ÖZGÜRCE YAŞAMAK İSTİYORUZ. HAYATIN HER ANINI; DİLEDİĞİMİZ GİBİ
‘İşte de evde de ÖZGÜRLÜK ve EŞİTLİK’ istiyoruz. Geceleri de, sokakları da terk etmiyoruz.
Kazandığımız tüm parayı kreşlere vermek istemiyoruz! Kamuda çalışan kadın için de, özel de çalışan kadın içinde 7/24 açık, erişebilir, ücretsiz kreş istiyoruz. İşyerlerinde mobbinge ‘Hayır’ diyoruz. Baskı, şiddet ve mobbingin son bulması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz. Eşit söz, İNSANCA yaşam istiyoruz. Şiddete, tacize uğramak istemiyoruz.’ ‘Öldüren sevgi değil, bizi yaşama bağlayan, bizi daha güçlendiren ‘Gerçek Sevgi’ istiyoruz. Kadına yönelik şiddete karşı köklü ve yapısal reformlar istiyoruz! Ülke çapında herkesin kolayca ulaşabileceği ve anlayacağı dilde destek alacağı kadın dayanışma merkezleri, kadın sığınma evleri, cinsel şiddet kriz merkezleri ve etkin çalışan bir ‘Alo Şiddet’ hattının kurulmasını istiyoruz! Televizyon ekranlarında ve sosyal medyada kadına yönelik her türlü şiddeti özendirici söylem ve programların kaldırılmasını istiyoruz. Kurumsal mekanizmaların yanı sıra, Kadın Sivil Toplum Örgütleriyle birlikte somut, takvime bağlı ve yaptırım içeren eylem planlarının oluşturulmasını istiyoruz! Kadının siyasette ve bürokraside daha fazla yer almasını istiyoruz! Tüm partilerin kadına yönelik politikalar üretmesini istiyoruz. Özellikle Edirne’den ‘Kadın’’ milletvekili çıksın istiyoruz. 8 Mart’ın resmi tatil ilan edilmesini istiyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yerine ‘Kadın Bakanlığı’nın kurulmasını istiyoruz. Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi yeniden ısıtılarak önümüze sürülen esnek, güvencesiz ve kayıt dışı çalışma yerine, güvenceli iş, güvenli gelecek istiyoruz. Şeffaf, demokratik ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe istiyoruz. Cinsiyet ayrımcılığı dâhil olmak üzere, her türlü ayrımcılığa son verecek eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir anayasa hazırlanmasını istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesini istiyoruz.
Ve tüm kadınlara bir kez daha alanlardan sesleniyoruz; “Bizi yok sayan, varlığımızı görmezden gelen anlayışa karşı sessiz kalmayalım. Sesimizi duymayanlara karşı kadınlar olarak susmayalım. İş güvencemize sahip çıkalım. Sözümüzü, sesimizi ve gücümüzü birleştirilelim. çünkü biz birlikte güçlüyüz… "
Konuşmanın ardından ötrene katılan kadınlar bando eşliğinde Zübeyde Hanım büstüne kadar yürüdü . Kadınlar Zübeyde Hanım büstü önünde fotoğraf çektirdiler kadınlar oradan Emek pazarındaki kadınları ziyaret etti ve kadınlar gününü kutladı.