Kurucu Şube Başkanı Ramiz Ülker, yönetim kurulu üyelerinin Fevzi Genç, İsmail Demiray, Ahmet Yılmaz ve Hasan Kılıç’tan oluştuğunu açıklarken, emeklilerin karşı karşıya kaldığı sorunlarla ilgili konuşma yaptı.
"YÖNETİM KRİZİ VAR”
Ülker, Tüm Emeklilerin Sendikası’nın bir çok kentte alanlarda olduğunu söyleyerek, “Sefalete, yoksulluğa, açlığa mahkûm edilmeye itirazımızı en güçlü şekilde duyurmak için alanlardayız. Son söyleyeceğimizi baştan söyleyelim; AKP ve paydaşları artık ülkeyi yönetemiyor. Ülkede yönetim krizi vardır. 22 yıldır ülkeyi yönetenler, gönüllü taşıyıcısı oldukları vahşi kapitalizmin neoliberal politikalarını acımasızca uyguladıklarıyla yetinmiyor, ülkeyi ortaçağ karanlığına ve ortadoğu bataklığına sürüklüyorlar. Böylece yarattıkları siyasi ve ekonomik kaostan, siyasal islamcı tek adam yönetimini yukarıdan aşağıya yapılandırdılar. Bu yönetim anlayışı, emeklilere derin yoksulluk, açlık, daha doğrusu ölüm sınırında bir yaşam olarak geri dönmüştür. Yaşam koşullarımız çok kötüleşmiştir. Bugün emekliler 18 ve 19’uncu yüzyıldaki yaşam koşullarından daha beter yaşam savaşı veriyor. Aslına bakılırsa uygulanan politika, cuntacı Kenan Evren’in bir dönem devrimcileri bir bir idam ederken söylediği, ‘Asmayalım da besleyelim mi?’ mantığının yeni bir türevidir. Yani aynı anlayış, bugün emeklilerin yaşam koşularını en dibe gerileterek, yavaş yavaş yok edilmesiyle gündemdedir” dedi.
"EMEKLİ AÇ YATIYOR"
Emeklilerin beslenemediğini belirten Ülker; “Bırakalım beslenmeyi, yatağa aç giriyor. Karnını doyuramıyor. Emekliler pazar yerine gittiğinde sadece fiyatları inceliyor. Alışveriş yapamıyor. Markete gitmek karabasandan beter oldu. Kasabın yolundan vazgeçti, ekmek alamıyor. Sözün özü emekliler adeta sürüm sürüm sürünüyor. Bakın şurada bir simitçiden bir bardak çay 45 lira. Emeklinin dinlenmek için simitçiden bir bardak çay içebilme şansı kalmadı. Dost sohbeti yapacağı, bir fincan kahve içebileceği bir mekân hayal oldu. Emekliler, 40 yıl hatrı kalan bir fincan kahveyi, bir kafede 40 yılda içemez duruma düşürüldü” diye konuştu.
“3 EMEKLİDEN 2’SİNE 10 BİN LİRA MAAŞ”
Türkiye’deki hayat pahalılığında her 3 emekliden 2’sinin 10 bin lira aldığına dikkat çeken Ülker; “Bu durumda emeklilerin nasıl geçinebildiğini hesaplamak, yüzyıllardır çözülemeyen matematik probleminden zordur. Denklem açıktır. 4 kişilik çekirdek ailenin sadece mutfak gideri açlık sınırıdır. Temel ihtiyaçlarına; giyim, ulaşım, ısınma, elektrik, su, barınma, telefon, internet, eğitim giderleri eklendiğinde asgari yoksulluk sınırında bir gelir gerekiyor. Sosyal ve kültürel aktiviteleri saymıyoruz bile. Yani yoksul yaşamak için bile 60 bin 750 liraya ihtiyaç varken; 10 bin lira ile bütün bu girdilerin karşılanmasını çözen varsa beri gelsin” dedi.
“BÜTÜN EMEKLİLERE HAKSIZLIK YAPILIYOR”
Ülker, 2024 Ocak ayına göre memur emeklilerinin ortalama maaşının, memur maaş ortalamasının yüzde 41,4’ü olduğunu söylerken; “Bu oran, 2023 yılında yüzde 70,5’ti. Bu ülkenin en zor okullarında okumuş, son dereclere yükselmiş bir memur emeklisi bile bir çalışanın 5’te 2’si kadar maaş alıyorsa sorun çok büyüktür. Bunu biz demiyoruz. Bilim çevreleri söylüyor. Çalışma Ekonomisi Profesörü Aziz Çelik’in çalışması gazetelerde var. Yani emeklinin cebinden paranın çalındığını blim kanıtlarıyla açıklıyor. Sonuçta bütün emeklilere haksızlık yapılıyor. Bedelini peşin peşin ödediğimiz emeğimizin değerlendirilmediği ortadadır. Prim güncelleme katsayı hesabında bile isteye hile yapılıyor. Buna sessiz mi kalacağız?” ifadelerine yer verdi.
TALEPLERİ VAR
Emeklilere de seslenen Ülker; “Sizin umutla beslenme zamanınız yoktur. Boş vaatlere kulak asmayın, halklarınızın çalınmasına sessiz kalmayın. Barışçıl ve demokratik tepkilerinizi gösterin. Demokratik haklarımızı fiili ve meşru yollarla kullanıp, en geniş şekilde örgütlenin. Kurtuluş kendi ellerinizdedir. Onun da yolu örgütlenmekten geçer. AKP ve iktidar ortaklarının yüzdelik maaş artışları bir çözüm değildir. Her 6 ayda 1 yapılan maaş ayarlaması, emeklileri derin yoksulluğa itmiştir. Oysa çözüm bellidir. 2008’de uygulamaya konulan Sosyal Güvenlik Reformu derhal iptal edilmelidir. Memurlara verilen seyyanen ödenek, bütün emeklilerin maaşına hemen eklenmeli ve en düşük emekli maaşı, işe başlamış en düşük memur maaşına eşitlenmelidir. Prim günü, çalışma koşulları, eğitim gibi diğer kriterler göz önüne alınarak maaş ayarlamaları yapılmalıdır. İntibak yasası tek zamanda çıkarılmalıdır. Bayram ikramiyesi diye ödenen ve ayıplı bir hale dönmüş ödeme kaldırılmalı, yerine yılda 4 kere ve asgari ücret düzeyinde ödeme, ikramiye olarak her emekliye ödenmelidir. Sağlığa erişim kolaylaştırılmalı ve istisnasız sağlık katkı payları kaldırılmalıdır. Özel veya devlet hastanesi demeden, bütün hastanelerde her türlü muayene, tetkik ve tedavi ücretsiz olmalıdır. Emekliler için Toplu Sözleşmeli Sendika yasası çıkarılmalıdır. Sendikalarımıza dokunulmamalıdır. Sendikalara açılan kapatma davaları geri çekilmeli ve her türlü keyfe keder uygulamalara son verilmelidir” dedi. Ülker, iktidara talepleri dikkate alma çağırısı yaparken; adım atılmaması halinde büyük mitingler düzenleyeceklerini açıkladı.
Bülent Sarıçiçek