Akçay, yaptığı basın toplantısında 2023-2024 eğitim-öğretim yılının 1.dönemi yine çözüme kavuşturulamayan, yanlış verilen kararların sonucu olarak birçok sorun yumağı ile sona erdiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
"Bilindiği gibi bu eğitim-öğretim yılının başlangıcında Edirne Valiliği himayesinde İl Milli Eğitim Müdürlüğünce “Bir Kahvenizi İçeriz” projesi başlatılmıştı. Bu proje kapsamında Edirne’de örgün eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin evlerine öğretmenler, okul idarecileri, bazı kurum müdür veya yetkilileri ile beraber ziyaretler yapılacak, öğrencilerin okul dışı yaşantıları gözlemlenecek, devamsız olanların okula kazandırılmaları sağlanacak, sorunları varsa çözüme kavuşturulacaktı.
ÖNGÖRÜMÜZDE YANILMADIK
Bu uygulamanın sakıncaları da beraberinde getireceğini dile getirmiştik. Öngörülerimizde yanılmadık. Mevcut ekonomik şartlarda velilerin evlerine emrivaki bir şekilde gidilmesi uygun değildi ve bu durum aynı zamanda birçok veliyi de kaygılandırdı. Kaldı ki özellikle dezavantajlı yerlerde birçok velinin evinde ne doğru düzgün misafir ağırlanacak yer, ne de gelen misafire ikram edeceği bir kahve, ne de sunabileceği bir yiyeceği vardır. Böyle bir beklenti ile zaten gidilmez, fakat bu durum velinin kendisini mahcup ve üzgün hissetmesine de vesile olmaktadır. Bu ziyaretler fotoğraflarla ifşa edilerek değil tamamen büyük bir gizlilik içinde, mahremiyete dikkat edilerek yapılmalıdır. Ayrıca bu ziyaretler, okulların kendi bünyelerinde, öğrencilerin ihtiyaç ve devamsızlık durumlarına göre okul idaresi ve öğretmenler tarafından hali hazırda zaten yapılmaktaydı.
Okullarda devam takip komisyonları bulunmakta, bu komisyon sürekli veya parçalı devamsızlık yapan öğrenciler ile ilgili gerek veli görüşmeleri, gerek ev ziyaretleri gerekse raporlama, ilgili kurumlara bildirme gibi işlemleri zaten yapmaktadırlar.
ZİYARET SAYISI GERÇEĞİ YANSITMAMAKTA
Bu sebeple, yürütülen bu proje kapsamında aşağıda belirtilen soruları sormak ve cevaplarını yetkililerden talep etmek bir zorunluluk haline gelmiştir. Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğünden edinilen bilgiye göre 13.689 dan fazla öğrencinin evlerine ziyaret gerçekleştirilmiş ki bu ziyaretlerin neredeyse büyük çoğunluğu gerçeği yansıtmadığı, bu sayının aslında şişirme ve tamamen görüntü, fotoğraf vermekten ibaret olduğu milli eğitim camiasında görev yapan tüm öğretmen ve idarecilerin malumudur. O halde bu proje kapsamında;
Kaç parçalı veya sürekli devamsız öğrenci okula kazandırılmıştır. Kaç öğrenci ve velinin barınma, ısınma, beslenme, giyim, kırtasiye, ulaşım sorununa çözüm bulunmuştur? Kaç öğrencinin ailesindeki adli vaka veya sağlık sorunu çözüme kavuşturulmuştur? Çalışıp evine para götürmek zorunda olan ve bu sebeple okulunu aksatan veya okula gidemeyen kaç öğrenci vardır ve bu sorun nasıl çözülmüştür?
Ortaöğretim kurumları yönetmeliğine göre 1 öğrenci 1 eğitim öğretim yılında özürsüz olarak en fazla 10 gün devamsızlık yapma hakkına sahiptir. 20 gün, 30 gün hatta 40 gün özürsüz devamsızlık yapmış olan öğrenciler vardır. Farz edelim ki bu öğrencileri okula gelmeye ikna ettiniz, e-okula sistemine göre devamsızlıktan kalmış gözüken bu öğrencilerin devamsızlıklarını nasıl sileceksiniz, sildiniz diyelim bu öğrencilere geçmiş sınavları nasıl yapacaksınız ve neye göre not vereceksiniz, verdiniz ve sınıfı geçirdiniz diyelim. Bu durumu devamsızlık yapmayan okula düzenli gelen öğrencilere ve velilere nasıl izah edeceksiniz? Onlara haksızlık yapılmış olmayacak mısınız?
Projeler sona erdiğinde elde edilen verilerle, sonuçlarla, kazanımlarla, sorunlara çözüm kavuşturmalarıyla daha anlamlı hale gelir. Bu projede ne gibi kazanımlar elde edilmiştir veya edilecektir? Mevcut ekonomik şartlarda, geçen seçim döneminde vaad edilen ve sonradan rafa kaldırılan her öğrenciye okulda sağlıklı bir öğün ücretsiz yemek projesinin devamsızlık problemini ciddi oranda azaltacağını belirtmemize rağmen maalesef bu uygulama hayata geçirilememiştir.
Bu Bir Kahvenizi İçeriz projesinde özellikle devamsızlık konusunda yetkililer istenilen sonucu alamamış olacaklar ki, artık kolluk kuvveti marifetiyle belki de göz dağı vererek bu işi çözmeye, öğrencileri okullara getirmeye kalkışmışlardır.
Öğrencilerin kolluk kuvveti marifetiyle okula getirilmelerini sağlamak ne eğitim bilimine, ne pedagoji bilimine, ne de psikoloji bilimine uygundur. Böyle bir yöntem yoktur, olamaz da. Öğrenci devamsızlığının bilimsel, sosyolojik, ekonomik, pedagojik, psikolojik temellerini iyi tahlil etmeden atılacak her adım başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Keşke bu hususta ben yaptım oldu, aklıma geldi ve uyguladım anlayışından sıyrılıp ortak akıl yolu benimsenebilse.
Eğitim-İş olarak diyoruz ki eğitimin bütün paydaşlarının fikirleri alınarak projeler üretilmeli, göstermelik değil öğrencilerin hayatlarına dokunacak, geleceklerine ışık tutacak çalışmalar hep birlikte planlanmalıdır."
Bülent Sarıçiçek