Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından hazırlanan “Öğretim Elemanları Sergisi” açılışı 26 Nisan Perşembe günü Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sergi Salonunda yapıldı. Sergide Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde görev yapan19 öğretim üyesinin eserleri sergilenirken, sergi 30 Nisan’a kadar açık kalacak.
Sergi, açılış konuşmalarıyla başlarken Trakya Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Erhan Tabakoğlu “Bu sergiden hem öğrencilerimiz faydalanacak, hem halkımız faydalanacak, hem de sanatseverler faydalanacak. Böylece iki üniversite güzel bir dostluk, güzel bir birliktelik gerçekleştirmiş olacak. Hem bu dostluğa, bu birlikteliye işaret olması açısından hem de bizi tercih edip burada sergi açtıkları için rektörüme ve hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Kendilerini Edirne’de bu tarihi mekanda ağırlamaktan dolayı mutlu oldum.” Dedi.
Edirne’de olmaktan dolayı mutlu olduğunu belirten Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Karahan “Güzel Sanatlar Fakültemiz bizim en çok etkinlik yapan fakültemizdir. Her sene rutin olarak yaptığımız etkinliklerimiz var. Daha bir iki gün önce sanat günlerini kutladık. Bu güzel sergiyi hazırlayan başta Güzel Sanatlar Fakültesi dekanımız Ebru hanım olmak üzere Hamdi beye Esin hanıma atom karınca gibi çalışan dekan yardımcımız Yelda hanıma çok teşekkür ediyorum. Serginin iyi çıktılar üretmesini, faydalı çıktılar üretmesini temenni ediyorum. Edirne tarihi bir şehir bu yüzden de burada bulunmaktan dolayı sevinç duymaktayım.” Diye konuştu.
“KURTARICIMIZ SANAT OLACAK”
Beyken Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Ebru Urul teknolojileşmenin hızı karşısında anlamını yitiren dünyada kurtarıcımızın sanat olacağını vurgularken “Gezegenimizdeki en uç kuvvet olan teknoloji, küreselleşme ve iklim değişikliği git gide hızlanıyor. Eskiden teknolojinin bu kadar gelişmediği dönemlerde sabretmemiz gerekiyordu ancak artık sabretmemiz gerekmiyor diyor teknoloji üreticileri. Zaten teknolojinin hızı ve sundukları karşısında bizlerde sabretmeyi unuttuk. Oysa atalarımız sabretmenin bir erdem olduğunu söylüyorlardı. Sabretmek, kafa yormak ve düşünmek için bir araydı oysaki. Günümüzün hızına yetişmekte zorlandığımız dünyada insani değerlerimizi kaybetmeye başladık. Hayata tutunmak için bir kurtarıcıya ihtiyacımız var. İhtiyacımız olan biraz durmak, biraz düşünmek, sabretmek, etrafımızdakilerin farkına varmak ve birbirimizi anlamak. Kısaca teknolojileşmenin hızı karşısında anlamını yitiren dünyada kurtarıcımız sanat olacak. Sanat insan yaşamının her anında onun ayrılmaz bir parçasıdır. Sanat sabretmektir, sanat insanların birbirlerini anlamalarını sağlayan bir iletişim aracıdır. Sanat her zaman farklı ülkelerden ve kültürlerden insanlar arasında din, dil ve etnik köken gözetmeden köprü kurar ve insanların birbirlerini anlamalarını sağlar. Kısaca dünyanın küreselleştiği, sınırların ortadan kalktığı, teknolojinin etkisiyle insanların birbirlerine yabancılaştığı günümüz dünyasında insanları ortak paydada buluşturacak olan yegane araç sanattır. Çünkü sanat insanlar arasındaki farklılıkları, çatışmaları bir kenara bıraktırır ve onların birlikte yaşayabilme becerilerini geliştirmelerini sağlar. Diğer yandan insanların tüm kralbet görevinin robotlar tarafından yapılmaya başlandığı günümüz ve geleceğin dünyasında insanın yaratıcılığının bir yansıması olan sanat, robotların yapamayacağı tek iştir. Kurtarıcımız olan sanat için fakülte olarak bir şeyler yapmaya ant içtik.” Dedi.
Vermek istediğimiz mesajları sadece öğrenciye mi verelim yoksa topluma da bir sorumluluğumuz var mı dediğimizde bu proje ortaya çıktı diyen Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarım Bölümü Başkanı Prof. Hamdi Ünal “Sanat ve tasarımla uğraşan bizlerin kendi misyonlarını başka yerlerde sunmak, sanatseverlerle buluşturmak ayrı bir görev bence. Bizlerin akademisyenler olarak görevi sadece belli öğrencileri sınıfa alıp, ders anlatıp, onları mezun etmek değil. Üniversitemiz dışında da bir topluluk var, toplum var. Biz toplumla nasıl yüzleşeceğiz, ne gibi mesajlar vereceğiz, vermek istediğimiz mesajları sadece öğrenciye mi verelim yoksa topluma da bir sorumluluğumuz var mı dediğimizde bu proje ortaya çıktı.” Diye konuştu.
