Balkanlı, şunları kaydetti:
“ÇİĞ SÜT DESTEĞİNİN GECİKMESİ VE KÜÇÜK İŞLETMELERE DARBE”
Programın en dikkat çekici eksikliklerinden biri, çiğ süt desteğinin 2025 yılında başlatılmasıdır. Hayvancılık sektöründe üreticilerimizin en büyük sorunlarından biri olan çiğ süt fiyatlarının düzenlenmesi, üreticiyi ayakta tutmak adına acil bir ihtiyaçken, bu desteğin ertelenmesi kabul edilemez bir durumdur. Diğer destekler 2024’te başlatılırken çiğ süt desteğinin 2025’e bırakılması, iktidarın hayvancılık sektörünün gerçek sorunlarına duyarsız kaldığını açıkça göstermektedir. Buzağı başına verilen destek ödemesinin 2023 yılında 750 TL iken, 2024 yılında bin liraya çıkarılması, enflasyon oranlarının ve yem fiyatlarındaki devasa artışların karşısında yetersiz kalmaktadır. Yüzde 100’ü aşan enflasyon ve yüzde 400’e varan yem fiyat artışları göz önüne alındığında, bu artış yalnızca sembolik bir adım atmaktan ibarettir. Ayrıca, küçük aile işletmelerine verilen desteğin 20 baş hayvanla sınırlandırılması, aile besiciliğini bitirme noktasına getirmekte ve kırsal kalkınmanın önünü tıkamaktadır.
“HAYVANCILIĞIN İTİBARSIZLAŞTIRILMASI”
Varlığı ve sayısı hızla azalan mandalar için 2023 yılında verilen dişi manda desteğinin kaldırılması, bu alanda hayvancılığın teşvik edilmesinden uzak bir adım olarak karşımıza çıkmaktadır. Yalnızca manda yavrularına destek verilmesi, ülkemizde manda yetiştiriciliğinin geleceğini yok etmektir.. Bunun yanı sıra, 2023 yılında uygulanan düve desteğinin tamamen kaldırılması, hayvancılıkta sürdürülebilirliği tehlikeye atarken, canlı düve ithalatının devam edeceğinin sinyallerini vermektedir. Bu durum, yüz milyonlarca dolar kaynağın yurt dışına akıtılacağını ve yerli üreticinin desteklenmeyeceğini göstermektedir.
“KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIĞIN GÖZ ARDI EDİLMESİ VE YETERSİZ DESTEKLER”
Küçükbaş hayvancılıkta, en fazla 100 koyun ve keçiye sahip işletmelere yalnızca kuzu ve oğlak başına 200 TL destek verilmesi, bu alanda küçükbaş hayvancılığın geri plana itildiğini göstermektedir. Küçükbaş hayvancılık, ülkemizin et ve süt üretiminde önemli bir yere sahipken, bu tür yetersiz desteklerle ayakta kalması mümkün değildir. Önceki dönemlerde var olan pek çok desteğin kaldırılması, hayvancılık sektörünün ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Hayvancılık sektörünün en büyük sorunlarının başında gelen yem, ot, saman, mera ve otlaklar gibi temel girdilerin temininde üreticilerimize ciddi destekler sağlanması gerekir.Yem fiyatlarının kontrol altına alınması, yerli üretimi teşvik edecek politikaların geliştirilmesi ve meraların etkin bir şekilde kullanılması için adımlar atılmalıdır. Hayvancılıkta dışa bağımlılığı azaltmak, et ve süt fiyatlarındaki artışların önüne geçmek ve yerli üreticiyi kalkındırmak için kapsamlı bir strateji oluşturulmalıdır.
Çiğ süt desteği derhal başlatılmalı, küçük aile işletmelerine verilen destekler artırılmalı ve genişletilmelidir. Ayrıca, manda ve düve desteğinin kaldırılmasından vazgeçilerek, bu alanlarda üreticiyi teşvik eden politikalar geliştirilmelidir. Küçükbaş hayvancılık destekleri, enflasyon karşısında erimeyecek şekilde düzenlenmeli ve küçükbaş hayvancılığın üretimdeki payı artırılmalıdır. Sonuç olarak, AKP’nin hayvancılık sektörüne yönelik bu üç yıllık destek planı, devrim değil, ülke hayvancılığına yapılmış bir karşı devrimdir.Çok yakında CHP iktidarında, üreticimizin yanında durarak ve hayvancılık sektörünün gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak politikalar geliştirerek geliştirmeye üreticilerimizin yüzünü güldüreceğiz.”
Haber Merkezi
