DİSK Trakya Bölge Temsilciliği dün Saraçlar Caddesi'nde 'Taşeron işçilere ayrımsız koşulsuz kadro istiyoruz' başlığı altında bir eylem gerçekleştirdi. DİSK'e bağlı sendikalı işçilerin de destek verdiği eylemde basın açıklamasını okuyan DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen, “Yapılması gereken kamudaki ve yerel yönetimlerdeki tüm taşeron işçilere ayrımsız, koşulsuz kadro hakkının tanınmasıdır” dedi.
“SÖZLER UNUTULDU”
Yüzbinlerce taşeron işçinin yıllardır akla, mantığı, hukuka ve insan haklarına aykırı biçimde çalıştırıldığını ve taşeron şirketlere kamudan büyük bir gelir transferi sağlandığını ifade eden Şen, “Kadro hakkını teslim eden mahkeme kararları dahi uygulanmadı. Ülkeyi yönetenler mahkeme kararlarına uymayı dahi seçim malzemesi yaptı. Her seçim dönemi yüzbinlerce işçinin umutlarıyla oynandı, seçim sonrası verilen sözler unutuldu” dedi.
DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen'in açıklaması şu şekilde;
DİSK en baştan beri, tüm taşeron işçilerine ayrımsız, kayıtsız, şartsız kadro talebini dile getirmiştir. Maalesef uyarılarımız yıllarca göz ardı edilmiş, taşeron konusu bir kangrene dönüştürülmüştür. Bugün gelinen noktada, geç de olsa bu akıl dışı, insanlık dışı, hukuk dışı istihdam biçimine kamuda son verileceğinin ilan edilmesi asla ve asla bir lütuf değildir.
Öte yandan, taşeron işçilere kadro hazırlıkları sürecinde, sosyal diyalog mekanizmaları işletilmemiş, gelişmeler ve taslaklar sendikalarla paylaşılmamıştır. Konunun asıl muhatabı olmamıza rağmen, günlerdir elimize bir taslak geçmemiş, bu konuda üyemiz olan ve olmayan işçilerin bizlere yönelttiği sorulara yanıt verilememiştir. Tüm bunlar yetmezmiş gibi yüzbinlerce taşeron şirket işçisini ilgilendiren böyle bir konunun Olağanüstü Hal ilanını doğuran sebeplerle hiçbir ilgisi olmadığı halde bir kanun hükmünde kararname konusu edilmesi tam bir hukuksuzluktur. Buradan AKP hükümetine soruyoruz bu düzenlemeyi neden KHK ile yapıyorsunuz. Taşeron işçisinden neyi saklamak istiyorsunuz. Meclisten ve kamuoyundan kaçırmak istediğiniz nedir. 500 bin taşeron işçisinin kaderi bir kişinin iki dudağı arasında mıdır?”
“SINAV KOŞULU KEYFİLİK YARATIR”
Salim Şen, hükümete tavsiye niteliğinde hazırladıkları 6 maddeyi de şu şekilde özetledi:
“Yerel yönetimlerde Retrobet çalışan taşeron işçiler kamu işçisi olarak kadroya alınmalıdır. KİT'lerde çalışan taşeron işçiler de kadroya alınmalıdır. Güvenlik soruşturması ayrımcılık ve tasfiye yaratır. Sınav koşulu keyfilik yaratır. İkinci sınıf kamu işçiliğine hayır, haklar eşit olmalı.Geçmiş kayıplar karşılanmalı ve feragat koşulu aranmamalı.”
“TAŞERON SİSTEMİ İFLAS ETTİ”
Taşeron sisteminin iflas ettiğini ve kamuda taşeron uygulamasından vazgeçilmesinin bu iflasın bir tescili olduğunu ifade eden Salim Şen, “Öyle ise ülkeyi yönetenler, hukukun, aklın ve vicdanın etrafından dolanmaya kalkmamalıdır. Yapılması gereken kamudaki ve yerel yönetimlerdeki tüm taşeron işçilere ayrımsız, koşulsuz kadro hakkının tanınmasıdır.Öte yandan taşeron düzeni özel sektörde de ciddi hak kayıpları ve mağduriyetler yaratmaktadır. Özel sektördeki taşeron uygulamaları da masaya yatırılmalıdır. Buradan bir kez daha ilan ediyoruz ki taşeron sistemini tümüyle ortadan kaldırana kadar mücadelemiz sürecektir” dedi.
Açıklamasında asgari ücret konusuna da değinen ve asgari ücretin belirlenmesinde sermaye ve hükümet çevrelerinin 'lütuf' ve 'minnet' beklentisi asgari ücretin konusu olmadığını ifade eden DİSK Trakya Bölge Başkanı Salim Şen, “Çünkü asgari ücret Anayasanın devlete yüklediği bir yükümlülük ve sosyal hukuk devletini bir gereğidir” dedi. Şen, 2018 yılı için asgari ücret ile ilgili taleplerini ise şu şekilde sıraladı:
“ASGARİ ÜCRET TÜMÜYLE VERGİ DIŞI BIRAKILMALIDIR”
“Asgari ücret geçim ücreti olmalıdır. Asgari ücret hesabında uluslararası standartlara uyulmalı ve işçinin ailesi de dikkate alınmalıdır. Asgari ücretin tespitine ilişkin 131 sayılı ILO sözleşmesi onaylanmalı, Avrupa Sosyal Şartı'na asgari ücretle ilgili konan çekince kaldırılmalıdır. Asgari ücretin tespitinde bütün işçi konfederasyonlarına katılım hakkı sağlanmalıdır. Asgari ücret bütün çalışanlar için ortak saptanmalıdır. Asgari ücret tespitinde geçim koşulları, verimlilik ve milli gelir artışı dikkate alınmalıdır. Asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılmalıdır.
“ASGARİ ÜCRET 2 BİN 300 TL OLMALI”
Öyle ise; asgari ücretin enflasyon karşısında korunması için, asgari ücretin milli gelir artışından yararlanması için, asgari ücretin geçim ücreti olabilmesi için, asgari ücrette yaşanan kayıpların giderilmesi için asgari ücret net 2 bin 300 TL olmalıdır.”
Açıklamasında son olarak Kudüs olaylarına da değinen Salim Şen, sözlerini şu şekilde tamamladı.
“HEPİMİZ İSRAİL'E KARŞI DİRENİŞİN BİR PARÇASIYIZ”
“Kudüs, aynı zamanda direnişin başkentidir. Filistin halkı on yıllardır bütün dünyanın gözü önünde zulme, baskıya ve ayrımcılıklara direnmektedir. Türkiye halkı, emeğiyle geçinen onuruyla yaşayan işçiler her zaman olduğu gibi bugün de Filistin halkının yanındandır.Filistin direnişe destek olmak isteyenler öncelikle kendi memleketlerindeki zulümlere direnmelidir. Taşeronlaşmaya karşı çıkan işçiler, hukuksuz ihraçlara karşı mücadele veren kamu emekçileri, şiddete ve tacize hayır diyen kadınlar, gerçekleri yazdığı için tutuklanan gazeteciler, barış isteyen akademisyenler, ırmağına, ormanına ve kentine sahip çıkanlar… Hepimiz Filistinliyiz, Hepimiz İsrail'e karşı direnişin bir parçasıyız.”
DİSK'li işçiler daha sonra basına açıklamasında yer verilen taşeron işçi, asgari ücret ve Kudüs olaylarına ilişkin slogan attıktan sonra basın açıklamasını tamamladı.
Emre SEDEF
23 Aralık 2017 Cumartesi 05:00