Nisan nasıl lale ayı ise, mayıs da gül ayıdır. Ne var ki lalelerin tüm görkemine rağmen ömrü kısadır. Lale soğanlı bir çiçektir, güllerse dikenli. Ancak gülün ömrü lale gibi kısa değildir. Çünkü iyi bakılan bir gül kar yağana kadar üretimini sürdürür. Bin bir çiçek arasında cazibesiyle sevilir ve yaşantımızı süsler.
Şarkılar da, şiirler de gül baş rollerdedir. Baş tacı demek de olası. Parklarımızı, balkonlarımızı, bahçelerimizi tüm kokusu ve görkemiyle süsler. Güzelliklere güzellik katar. Reçeli bile yapılır.
Şimdilerde o aydayız işte. Yani gül ayında.
Gül-bülbül aşkı yüzyıllardır sanat ürünlerinde baş köşede olmuştur hep. Hele divan edebiyatındaki yeri bambaşkadır. Aklıma gelen şarkı sözlerini aktarayım önce:
“Bülbül aşıkmış güle/gülnaz eder bülbüle…”,
“Güle sorma, o bilmez aşkı sevdayı neşeyi…”,
“Gül ağacı değilem, her geçene eğilem…”,
“Gül olsam yar bülbül olsam/Beni koklar mısın?..”,
“Su akar güldür güldür…”
Bir derleme yapılsa beklide bir kitap oluşur diye aklımdan geçiyor.
Benim şiir kitaplarımdan birinin adı: “Gül/Açar Gül/Üşürüz” dü
Gül ilgili bilgiler için bilgisyara baş vurdum. ŞÇok bilgi vardı. En özlü olanını aktarmak istiyorum ilgilenenlere:
“Gül, gülgiller familyasının Rosa cinsinden güzel kokulu bitki türlerine verilen ad. Anavatanı Anadolu, İran ve Çin’dir ama başka yerlerde de yetişir. Çok güzel ve kıymetlidir. Park bahçelerinin süslenmesinde kullanıldığı gibi odaları, balkon ve terasları süsler(Vikipedi)
Şimdide az önce sözünü ettiğim kitabımdan bir şiir:
GÜL/ÜŞÜRÜZ
Gülüşürüz
Bir sevinci gül/Üşürüz
Sevgi kökenli
Yoksul boyutlu bir sevinci
Bölüşürüz
Uzlaşırız
Bir paydada en uzun gün
Dünya nimeti güzelliğine
Eninde sonunda
Ulaşırız
Paylaşırız
Pişkinliği lokmalarda
İnce uzun bir duygusallık
Sever sayar bizi
Payla/şırız
Bölüşürüz
Bir üçgeni dörde sekize
Dönüşür yaşama sevinci
Bir sana bir bana rengine
Böl/üşürüz
Sevişiriz
Sıcak soluğunda yangınların
Ah vah söylenir banko
Sünger çekeriz
Üstüne dargınlıkların
Gül/açar
Gül/üşürüz
N.T
Ülkem de bir gül bahçesi gibi olsa ne iyi olurdu, ne güzel olurdu.