Konuyla ilgili açıklama ise şöyle; “Rektörümüz Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu yönetimiyle müzenin sunum şekli günden güne yenilikler kazanıyor. Müzemiz farklı alanlarda sergiler, konserler ve uluslararası kongrelere ev sahipliği yaparken ilkokul öğrencisinden devlet erkânının her seviyesinde yöneticileri ağırladı. Bu çalışmalar sayesinde müzemiz, 2017 yılında yerli ve yabancı toplam 249.830 kişi tarafından ziyaret edilerek 23 Nisan 1997 tarihindeki müze açılışından bu yana en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştı. 20 Mayıs 2017 tarihinde 5600 kişi müzeyi ziyaret ederek bir günde en fazla ziyaretçi sayısına ulaşıldı. Müzemiz, 2004 yılında dünyanın en prestijli müzecilik ödüllerinden biri olan “Avrupa Konseyi Müze Ödülü"nü alırken 2005 yılında ise Hırvatistan’ın Dubrovnik kentinde düzenlenen “Dünya Ödüllü Müzeler Buluşması”nda sunum gerçekleştirdi ve 2007 yılında Avrupa Kültür Mirası Birliği tarafından Mükemmellik Kulübü’ne kabul edilerek “En iyi 2. Youwin Sunum” ödülüne layık görüldü. Ziyaretçilerin oylarıyla TripAdvisor tarafından 2014 ve 2015 yılları “Mükemmellik Sertifikası”na layık görülürken 2016-2017 yılı Üniversite Müzeler Birliği üyeleri tarafından “Yılın Üniversite Müzesi” ödülünün sahibi oldu. Müzemiz, 2016 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ne kabul edildi.
Konuya ilişkin açıklamada bulunan Rektörümüz Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu “Edirne, 1361 yılında Osmanlı Devleti’nin payitahtı olmasıyla beraber büyük bir kültürel atılım içerisine girmiştir. Kentin bu devirdeki yapılanması aynı zamanda Osmanlı’nın imparatorluk evresine geçişinin de altyapısını oluşturacak şekildedir. Sultan II. Bayezid Külliyesi de kentin diğer yapılarıyla beraber bu dönüşümün önemli simgelerinden birini oluşturmuş, Osmanlı'nın sosyal ve kültürel çekirdeğinin oluşturulmasında külliye ve vakfiye sisteminin önemli örneklerinden biri olmuştur. Bursa’nın oğlu, İstanbul’un babası, şehirlerin sultanı sultanların şehri, serhattaki payıtaht Edirne’de inşa edilen külliye Hoca Sadettin Efendi’nin anlatımına göre üç ana bahçe ve çevresinde teşekkül etmiş olan yapılardan oluşmakla birlikte 4 yıl gibi kısa bir sürede bitirilmiş. Bunlar, medresetül etıbba, darüşşifa, imaret, cami, tabhane (misafirhane), hamam, değirmen, köprü, muvakkithane, mehterhane ve sıbyan mektebinden oluşan yapılar topluluğudur. Balkan Savaşlarından sonra vakıf arazilerinin sınırlarımız dışında kalması ve bunu gibi etkenlerden dolayı Darüşşifa önemini yitirmiş ve son kalan hastaları da Mazhar Osman tarafından İstanbul’a götürülmesiyle atıl bir duruma düşmüştür. Trakya Üniversitesinin 1982 yılında kurulmasıyla bir süre restore edilen ve meslek yüksekokulu olarak kullanılan Külliyemiz, rahmetli Dr. Ratip Kazancıgil Hocamız tarafından 23 Nisan 1997 yılında sağlık müzesi olarak kullanıma açıldı. Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nde 15-18. yüzyıl Osmanlı tıbbının anlatılmasının yanı sıra 15. yy. tıp medrese eğitimi de belgeler ve maket grupları vasıtasıyla anlatılmaktadır. 12 Ağustos 2017 tarihinde kaybettiğimiz Müzemizin kurucusu Dr. Ratip Kazancıgil’i rahmet ve saygı ile anıyoruz.” dedi.
Emre SEDEF
26 Ocak 2018 Cuma 09:48