Aza doğru, sözün gelişi. Ama yaza doğru bir gidiş var. Aşırı ve yakıcı sıcaklar kıyılarda bizi   bir kez daha. Arap baharı olmadı ya da uzayacak ama umarım bizim yaz da çöle dönmez. Sen sen ol yine de baharın, ama doğal baharın tadını çıkarmaya takıl. Çünkü nisan mayıs ayları dağanın  en yeşil ve en çiçekli aylarıdır. Nisan uzun süre serin gitse bile sonlarına doğru ısıtmaya değil yakmaya başlar.
Yani ne arar ne bulmak isterseniz doğada var. Zehir de panzehir de, çiçekde, böcekte, esin de, sıkıntı da. O yalnızca sunar. Barışıksanız, sonu gelmez sunuculuğunun. Kimbilir belki de cennet bu güzellikler ve zenginlikler.
Ama nasıl oluştu, neden var, bizim bir ömürlük konukluğumuz neyin nesi ? Gel de bu kadarcık akıl ile, çık işin işinden. 
Olaylar öyle çarpıcı ve karmaşık gelişiyor ki; insanın şanzımanı karışıyor.  Ekzos patlamaları, da can sıkıcı doğrusu. O koltuğa oturup gaza basanların kendilerini “direksiyon fatihi”  sanmaları ne denli havai, çocukça ve cahilane. Hele arabayı hız yapan disko sananlar… Yani araba ülkemize gireli yıllar oldu. Ama bir türlü adam gibi adam olup gaza basmayı bile bir türlü öğrenemedik. Caka satmak, ilgiyi çekmek.. bu açıdan geçerli ise, kazaları ne yapacağız? Ölenler, sakat kalanlar içiçe “kader” demek ve avunmak insanca mı? En çok üzüldüğüm şey, hata yapanlar, yapmayanları da etkiliyor.
Alkollü araba kullanmamayı bile tüm yaptırımlara rağmen öğrenemedik. Her şey yaptırımlarla önlenemez elbet. Ancak aklımız, vicdanımız, sezgilerimiz var. Onlar kullanmamız için sunulmuş. AMA Kim anlar, kim dinler. Efelik, kabadayılık… vahşi bir kedi gibi bizi yönlendiriyor sanki. Kafamız en çok cahillikten kaynaklanan yobazlığa çalışıyor, batıl inançlardan hala umut umanlar var.
 “Ne olacak halimiz?” diyen ve kara kara düşünenlerin sayısı artmıyor mu? Azalıyor canım sen de. Diyenler de olabilir. Eh, “top yuvarlak, kafalar parlak!” yetmez mi?
Geçen akşam rüyamda bir kara yılan gördüm. İnsan olmuş da nutuk atıyormuş sanki, Kanlar içindeydi. Sonra bir kara bulut indi dağdan, rüzgar da esince, kara bulutu kara yılanla aldı götürdü.
Uyanmak istedim ama bir türlü uyanamadım Ne kadar sonra uyanacağım, bilmiyorum ki..
SEVDA/SIZLAR
Yangın ormanında sevda/sızlar kül içinde kareler
Sevgi/sizler su döker çok uzaktan yağmur
Biri yer bini bakarsa gelir mi bahar
Fazla açılmak olmaz yüzme bilmiyorsan
Sarp kayalar göletinde balıkçıl kuşlar
İki taşın arasında bile açan gelincik
Marşları bıraktık türkü yaktık şarkılara
Hepsinin özünde aşk sensiz dal
Sevda/sızlar sevgi/sizler Nasrettin türbesinde
Bakılması gerekir beslenme heybesine
Yobazımsı tavırlarla düşünce yola
En hüzünlü makama dönerim be kızım
N.T
Bu arada Kırkpınarlar yaşandı.Sürprizlerle dolu  yağlı güreşler sıcaklara rağmen olaysız geçti. Genç güreşçiler  ünlüleri eledi hep.  Başpehlivan CENGİZHAN ŞİMŞEK  oldu..
Kısaca güzel ve etkili bir yıl da geçip gitti.
----------------------------------------------------------------------
Bu arada Kurban Bayramını da kutladık. Kurban kesenler, gezmeye çıkanlar…Dört gün süren bayram olaysız ve güzeldi…
-----------------------------------------------------------------------------
Bu arada 15 Temmuz darbe girişimi de hatırlandı ve lanetlendi. Biz o gün ve gece Kıyıköy'de idik. Halkın tepkisi umarım bu ve benzer aklı evvellere ders olur. Her türlü darbeye karşıyız, toplumca… 
------------------------------------------------------------------------------
 “24 Temmuz da SUNAY AKIN kentimize geliyormuş. 'Bağımsızlık Yolunda Lozan'isimli tek kişilik gösteriyle Edirnelilerle buluşacak” mış.
Çok güzel bir etkinlik olacak kanısındayım.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.