Atıyorum, atıyorsun, atıyorlar… İyi ki atanlar var.
Ne atıyorlar?
Top mu, üç buçuk mu?
Üç buçuk deyince Lorel ile Hardi geldi aklıma.
Karşılık oturmuşlar. Zarlarla kumar oynuyorlar.O sırada bir polis birinin arkasında dikilip onları seyretmeye başlıyor. Ama karşıdaki görüyor polisi, öteki görmüyor ve tehlikenin ayırdında değil. Çünkü kumar oynamak yasak Atma sırası gelen polisi gördüğü için zarları evirip çeviriyor ama atmıyor. Karşıda ki Hadi atsana diye sıkıştırıp duruyor Bu ısrar karşısında Hardi’nin ince sesli yanıtı:
-Atıyorum, atıyorum da üç buçuk atıyorum!
Karşılıklı konuşmalarda bu “ATIYORUM” sözcüğü sıkça kullanılır oldu. Türkçemizi bozma yolunda gayret gösterenlerin ve dizilerin, marifeti bunlar. Yabancı çevirilerde de aynı sözcük Türkçeye hakaret edercesine söylenmekte. Atmak fiili var Türkçemizde. Kullanılıyor da. Ancak yerinde ve gerektiği zaman anlamı saptırılmadan kullanılırsa yakışıklı olur ve yerini bulur.
Öz Türkçe sözlükleri küçümseyen aşağılan bir gurup var. Bunlar bu yenilenmeyi bir türlü sindiremezler.Ve bile bile, ve inadına konuşurken dilimize şurdan burdan dilimize
giren(özellikle Arapça) sözcükleri seçerler. Bir zamanlar “Yaşayan dil” özdeyişine sığındılar.
Neymiş!... İki kuşak anlaşamazmış. Dil, ister istemez kendini yeniler. Bu her dil için elzemdir. Aydınlar, yazarlar bu gelişime katkı sağlamalıdır. Yoksa ve zamanla her dil ulusallığını yitirir. Kültür olayının en başında o ülkenin dili gelir. Kültür sömürüsü “dil”den başlar. Bilindiği gibi İngilizce dünya dili olmak durumuna taşınıyor. Bir ara”Esperanto” diye bir dünya dili üretme çabaları başlamıştı. Öyle kaldı Çünkü emperyalizmin işine gelmedi bu iş. Dil üzerine söylenecek çok şey var bildiğim. Dilsiz ülke olmaz, ülkesiz dil de olmaz
Bizim bu konuda çok güzel bir deyişimiz var. Şu “atma” konusunda.
Çoğumuz kullanırız bu deyişi
- Atma şaban atma, din kardeşiyiz.
Türkçeyi yozlaştıran buna benzer atmasyonlar. En sinirlendiğim deyişlerde biri de,
“Ne alaka’” Daha var. Bakalım, bir gün onları da saptayıp, yazacağım.
Türkçemizin özleşmesini istemeyenlere söylenecek bir şeyler
Hay dilinizi eşek arısı soksun e mi!.
Atarak, satarak ilerliyoruz, bakalım nereye?
-----------------------------------------
“Hiçbir haksızlık küçük, hiçbir insan önemsiz değildir”
Jeremy BENTHAM
------------------------------------
A-SALAK
Dağa çıkma değil, ülkeyi yüceltmek zamanı hemen
Elele, gönül gönüle vermek için çok geç sayılmaz.
Bölücülük, ayırımcılık ayıbıdır yarınlarin
Birlik, dirlik gibisi var mı yaşlanmanın
Bir karış gökyüzü bir avuç toprak ama bizim
Kalıcı olmayan varsıllık çıkmazında şaşkın
Kime kalmış, kim kalmış-aklımda- aklın da
Kurşun izleri olmasın yaşamın damak tadı
İnsanı insan yapan odak insandır bilin
Yine mi çay döküldü insanlığın çölüne
N.T