“Samsun’a Çıkış” hiç eskimiyor.. 19 Mayıs 1919; her 19 Mayıs’ta daha derin anlamlar kazanıyor.
Bu yıllarda, “Globalleşen dünya” masalları ile uyutulan dünyada “Tam Bağımsızlığa giden yolun başlangıcıdır. 19 Mayıs.. 19 Mayıs, gelen bütün 19 Mayıslarda yeniden yenileniyor.
19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Türk Ulusunun Samsun’dan başlayan “Uzun Yürüyüşüdür.”
Kurtuluş Savaşına hazırlık ayları, Kurtuluş Savaşı yılları, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı; Cumhuriyet’in İlanı… Bağımsızlık mücadelesinden Cumhuriyet’in ilanına uzayan (19 Mayıs1919 -29 Ekim 1923) dört yıldan fazla bir zaman.. KARAR, SAVAŞ, ZAFER YILLARI..
Bu 19 Mayıs’ta, 104 yıl sonraki 19 Mayısta yoğun, gerçekçi değerlendirmeler yapmak lazım.
“Büyük Nutuk”ta, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a çıkışı sırasındaki “Genel durum ve Manzara”yı şöyle anlatır.
“-1919 yılı Mayıs’ın 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Genel Durum ve Manzara şöyleydi:
Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu grup, Dünya Savaşında yenilmiş, Osmanlı Ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış, Büyük Savaşın uzun yılları boyunca, millet yorgun ve fakir bir halde,Milleti ve memleketi Dünya Savaşına sokanlar kendi hayatları endişesine düşerek memleketten kaçmışlardır….”
Yazımızın başında, “Tam Bağımsızlığa giden yolun başlangıcıdır” demiştik 19 Mayıs için. Bu önemli günde “Hürriyet ve Bağımsızlık” kavramlarının üstünde de durmak gerekir. Bakınız 1921’de Mustafa Kemal Atatürk neler söyler: “Hürriyet ve Bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevi, özel ve resmi hayatımın her kademesini yakından tanıyanlarca bu aşk bilinir. Bence bir millete şerefin, hürriyetin, namusun ve insanlığın yerleşmesi ve yaşaması mutlaka o milletin hürriyet ve bağımsızlığına sahip olmasına bağlıdır. Ben şahsen bu saydığım özelliklere çok önem veririm ve bu özelliklerin kendimde varlığını iddia edebilmek için milletimin de aynı özellikleri taşımasını şart ve esas bilirim…..”
Atatürk'ü Anma , Gençlik ve Spor Bayramı, her yıl 19 Mayıs tarihinde kutlanan, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin millî bayramıdır.
“19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” Büyük Ata’nın gençlere en önemli armağanı.. Ama bu armağandan çok daha derin anlamlı bir “Hitabe” var.20 Ekim 1927’de yapılan “ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ” hiç eskimedi.
Bugün bir kez daha okuyalım. Ne ararsak orada var.
Kaynak-Mustafa Kemal Atatürk- Nesa Yayınları İstanbul 1919
Melek YILMAZ
Kamu-Der Edirne İl Başkanı
------------------
ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
